Emisyon Ticaret Sistemi ve Tarihçesi
Emisyon Ticaret Sistemi düşük emisyonlu kalkınma modelini destekleyen bir ticaret sistemidir. Bu sistem kapsamında işletmelere belli miktarda karbon salınım hakları verilmekte ve bu haklar üzerinde alım-satım işlemleri yapılabilmektedir. Bu da işletmelere kendi aralarında karbon ticareti yapma imkanı sunmaktadır. Emisyon Ticaret Sisteminin tarihçesine bakıldığında ise yaygınlaşmaya başlamasının 1997’ de kabul gören, 2005 yılında ise uygulamaya alınan Kyoto Protokolü’ ne dayandığı görülse de emisyon ticaret sistemi kavramının 2005 yılından önce de var olduğu görülmektedir. Örneğin, ABD'de 1990'da Temiz Hava Yasasında (Clean Air Act) yapılan kapsamlı değişiklikler SO2 ve NOx gibi kirletici maddelerin azaltılması için emisyon ticareti gibi piyasa tabanlı mekanizmaları yürürlüğe koymuştur. Bu mekanizmalar, kirletici maddelerin emisyonlarına sınırlar getirilmesini, katılımcılara emisyon izinlerinin verilmesini ve bu izinlerin alınıp satılması gibi unsurları kapsamaktadır. Bu unsurlar daha sonra diğer emisyon ticareti sistemlerinde de benzer şekillerde uygulanmıştır. Kyoto Protokolü’ nün Emisyon Ticaret Sistemi açısından önem taşımasının sebebi ise sistemin dünya çapında kabulünü ve yaygınlaşmasını teşvik ederek, bu mekanizmayı uluslararası bir platforma taşımış olmasıdır. Kyoto Protokolü’nde erken sanayileşmiş ülkelerin karbon emisyonu salınımlarına sınırlama getirilmiştir. Bu karar doğrultusunda bazı ülkeler Kyoto Protokolü Yaptırımı olarak Emisyon Ticaret Sistemlerini devreye almış olmakla birlikte, bazı ülkeler kendi istekleriyle emisyon ticaret sistemini uygulamaya almışlardır.
ETS Nasıl Çalışır? ETS’ nin işleyişini ve etkilerini anlamak
Sera gazı emisyonlarını piyasa mekanizması ile kirleticiye yansıtılmasını sağlayan “kirleten öder” çalışma prensibi ile çalışan ETS uygulaması sınırla ve al- sat (cap and trade) sistemine dayanmaktadır. ETS'nin işleyişi, belirli bir dönem için belirlenen emisyon azaltım hedeflerinin belirlenmesiyle başlar. Bu hedefler, sektörlerdeki her işletmenin sera gazı emisyonlarını kısıtlayarak belirlenir. Düzenleyici kuruluşlar, işletmelere belirli miktarda “karbon tahsisatı” hakkı tanır. Karbon Tahsisatı, Emisyon Ticaret Sistemlerinde işletmelere verilen yıllık sera gazı eşdeğerinde karbondioksit emisyonu salımını ifade etmektedir. Her bir karbon tahsisatı ise 1 ton CO2 eşdeğerinde sera gazı salımını ifade eder. Karbon tahsisatları hedef dönemin başında ilgili devlet kuruluşları tarafından işletmelere kapasitelerine ve faaliyetlerine göre dağıtılır. Bu tahsisatlar işletmelere ücretsiz olarak dağıtılabilir veya belirli bir ücret karşılığında satılabilir. Ancak, işletmelerin emisyonları, dönem sonunda verilen izin miktarıyla tam olarak uyuşmayabilir. İşletmenlerin emisyonu, onlara tahsis edilen kirletme hakkını aşabilir ya da altında kalabilir. Her işletmede farklı senaryolarla karşılaşmanın birkaç nedeni olabilir, ancak en belirgin nedenlerden biri, karbonsuzlaşmanın sektörlere göre farklı maliyetlere sahip olmasıdır. Bazı işletmeler için azaltım maliyeti daha yüksekken, bazıları için daha düşüktür. Bu sebeple, işletmelere, izinlerini belirlenen bir piyasada alıp satma hakkı tanınır. Hedefleri aşan işletmeler fazladan izinlerini satabilirken, hedefleri tutturamayanlar bu izinleri satın alabilirler. Bu şekilde, emisyon izinleri için bir arz ve talep oluşturularak bir piyasa mekanizması sağlanır. Ancak, işletmeler piyasadan yeterli emisyon izni bulamazlarsa, azaltamadıkları her birim için belirlenen cezayı ödemek zorunda kalırlar. Bu, azaltım hedeflerine ulaşmada teşvik edici bir önlem olarak görülür.
Örneğin, A ve B firmalarının her ikisinde de emisyon azaltımı yükümlülüğü öncesinde, yani başlangıç emisyonu olarak 100 bin ton CO2 salımı gerçekleştirdikleri görülmektedir . Bir yıl sonrası için de her iki firmaya da başlangıç emisyonlarının %25 kadar aşağısında olan 60 bin ton CO2 kadar emisyon izni verilmiştir. Ancak, A ve B firmalarının emisyon azaltım maliyetleri birbirinden farklıdır. A firması daha düşük maliyetle azaltım yapabiliyorken B firması daha yüksek maliyetle azaltım yapabilmektedir. Dönem sonuna gelindiğinde ise A firmasının verilen emisyon izninden 10 bin ton daha az salım gerçekleştirdiği görülürken, B firmasının 10 bin ton daha fazla salım gerçekleştirdiği görülmektedir. Bu durumda A Firması hakkı olan 10 bin ton emisyon iznini hedefini gerçekleştirmek için 10 bin ton emisyon iznine ihtiyacı olan B Firmasına satma şansına sahip olacaktır. O dönem arz talebe göre oluşan bir ton CO2 fiyatının 20$ olduğunu varsayarsak bu işlem için 200 bin dolar aktarım gerçekleşecektir. Bu durumu iki firma açısından da analiz ederek emisyon ticaret sisteminin etkileri hakkında yorumlamalar yapılabilir. Öyle ki; emisyon ticareti sistemi uygulamasının ekonomik ve çevresel açısından bazı önemli avantajları bulunduğu görülmüştür. Her iki firma da sistem sayesinde ekonomik açıdan karlı çıkmıştır. A firması fazla azaltım gerçekleştirdiği için ödüllendirilerek ve toplam 10.000 emisyon iznini piyasada satarak 100.000 dolar kar elde etmiştir. A firması, düşük maliyetle azaltım gerçekleştirdikten sonra karbon piyasasında bu karı gördüğü sürece daha fazla azaltım yapmaya istekli olacaktır. Emisyon ticareti olmadığında bu avantaj bulunmadığı için azaltım yapma teşviki de olmayacaktır. Diğer taraftan, B firması, hedefin üzerinde 10.000 ton emisyon saldığı için bu fazlalığı piyasadan 200.000 dolara satın almıştır ve kendi başına azaltım yapmak istese 300.000 dolar tutacağı için 100.000 dolar tasarruf etmiştir. Böylece "kirleten öder" ilkesine de uyulmuş olacak ancak B Firması hedefini kendi başına azaltmaya göre daha düşük maliyetle gerçekleştirdiğinden ülke genelinde emisyon azaltım maliyetinin daha düşük olmasına katkıda bulunacaktır. Sonuç olarak emisyon ticaret sistemi planlaması iyi yapıldığı takdirde etkili bir sistemdir. Emisyon Ticaret Sisteminin etili ve işlevsel olabilmesi için sisteme hangi sektörlerin dahil edileceği, doğru emisyon hesaplamalarının yapılmasının yanı sıra karbon fiyatının belirlenmesi gibi dikkat edilmesi gereken birçok kritik nokta vardır. Örneğin, karbon fiyatı düşük emisyon teknoloji maliyetlerine göre ne kadar düşük olursa işletmeleri düşük emisyon teknolojilerine yatırım yapmaya o kadar teşvik edecektir. Piyasadaki karbon fiyatlandırması ise işletmelere getirilen emisyon sınırlamalarına bağlı olarak şekillenir. Eğer o dönem için ciddi bir azaltım taahhüdü varsa karbon fiyatının yükseldiği, aksi senaryoda ise karbon fiyatının daha düşük olacağı gözlemlenecektir. Bu nedenle emisyon ticaretinin etkinliğini artırmak isteyen ülkeler sera gazı azaltım hedeflerini her yıl önceki yıllara göre arttırarak dolayısıyla piyasadaki karbon fiyatını yüksek tutmalıdır.
Global Düzeyde ETS
ETS sistemi hâlihazırda dünya genelinde yaygın olarak uygulanan bir sistemdir. Bugün için bu sistemi 42 ülkenin uyguladığı bilinmektedir. Bu ülkelerdeki uygulamalara bakıldığında farklı durumlar ile karşılaşılmaktadır. Örneğin 2008 yılından itibaren ETS uygulamasını kullanan Yeni Zelanda’ ya bakıldığında sistemin ekonomiyi tamamen kapsayacak şekilde tasarlandığı görülmektedir. Sistemin orman endüstrisi, fosil yakıt sektörü, elektrik santralleri gibi birçok alanı kapsadığı görülür. Ancak, orman endüstrisi ağaç kesimi nedeniyle emisyon kaynağı olarak değerlendirilirken aynı zamanda ağaç dikimi faaliyetleri nedeniyle tahsisat kaynağı olarak görülmektedir.Tarım sektörü ise yıllık raporlama dışında herhangi bir yükümlülüğe sahip değildir. Ancak, 2025 yılından itibaren hayvancılık ve gübre üretimi için karbon fiyatlandırması uygulanması planlanmaktadır. Bu amaçla, tarım sektörü ile Yeni Zelanda Hükümeti arasında gayri resmi bir anlaşma yapılmış olup, şu anda çeşitli seçenekler üzerinde görüşmeler devam etmektedir. Sistemi uygulayan bir diğer yer olan Kaliforniya Eyaletindeki ETS sistemine bakıldığında ise ETS yükümlülük döneminin Ocak 2013'te başladığı görülmektedir. Sistem, eyaletin emisyonlarının %80'ini kapsamaktadır ve temel hedefi, eyaletin sera gazı emisyonlarını 2030'a kadar %40'a, 2050'de ise %80'e indirmektir.
ETS ve Türkiye
Türkiye, 2015 yılında yerli bir Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) kurma yolunda ilk adımını atarak bir İzleme, Raporlama ve Doğrulama (IRD) sistemi oluşturmuştur. Bu düzenlemeye göre, ETS kapsamındaki tesisler alüminyum, çimento, kağıt elektrik, cam demir-çelik, kireç, seramik, mineral yün, rafineri ürünleri ve kimya sektörleri olarak belirlenmiştir. Bu sektörlerdeki belirli büyüklükteki tesisler, emisyonlarını Türkiye Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na bildirmekle yükümlü olacaktır. IRD sistemi bu tesisleri A, B ve C olmak üzere 3 kategoriye ayırmıştır. Kategoriler belirlenirken tesislerin emisyonları göz önünde bulundurulmuştur. A Kategorisi, 50 ktCO2e'den düşük emisyon üreten tesisleri içerirken B Kategorisi, 50 ile 500 ktCO2e arasında emisyon üreten tesisleri; ve C Kategorisi, 500 ktCO2e'den yüksek emisyon üreten tesisleri içermektedir. 2020 IRD verilerine göre ise A Kategorisinde 214, B Kategorisinde 136 ve C kategorisinde 126 tesis olmak üzere toplam 476 tesisin kapsam alanına girdiği saptanmıştır. Türkiye’ nin 2020 toplam emisyonu ise 520 MtCO2 olarak hesaplanırken IRD kapsamındaki tesislerin bu emisyonun %48.2’ sine denk gelen 250 MtCO2’ den sorumlu olduğu görülmüştür. A, B ve C Kategorisi tesislerin sırasıyla IRD kapsamındaki emisyonları incelendiğinde ise %1.2'sini A Kategorisi, %6.7'sini B Kategorisi ve %92.1'ini C Kategorisi tesisler tarafından oluşturulduğu saptanmıştır. Ulusal tahsisat ilanıyla birlikte 15 Ekim 2024'te başlaması planlanan ETS pilot uygulamasında ise sadece C Kategorisi tesislerin yer alacağı açıklanmıştır. ETS’ nin uygulama aşamasının ise pilot sürecinden 2 yıl sonra, 15 Ekim 2026’ da başlaması planlanmaktadır.
Referans
- Aşıcı, A. A. (2024). Türkiye Emisyon Ticaret Sistemi' nin Bir Ön Analizi. İstanbul Politikalar Merkezi.
- Casem. (2023, Ekim 13). Emisyon Ticaret Sistemi Nedir? https://www.casem.com.tr/emisyon-ticaret-sistemi-nedir/ adresinden alındı
- Karakaya, E., Akkoyun, G., & Hıçyılmaz, B. (2023). Sera Gazı Emisyonu Azaltımı İçin Karbonun Fiyatlanması: Karbon Vergisi mi Emisyon Ticareti mi? Ekonomi, Politika & Finans Araştırmaları Dergisi, 813-841.
- Ubay, B., & Bilgici, Y. (2021). Karbon Fiyatlandırmasında Emisyon Ticaret Sistemi ve Önemi. Kırklareli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi.
- Yeşil Büyüme. (tarih yok). Emisyon Ticaret Sistemi' nin Gözden Geçirilmesi: https://yesilbuyume.org/emisyon-ticaret-sisteminin-gozden-gecirilmesi/ adresinden alındı