Sürdürülebilirlik raporlaması, bir şirketin çevresel, ekonomik ve sosyal performansını şeffaf bir şekilde sunarak paydaş güvenini artırır ve stratejik karar alma süreçleri için kritik veriler sağlar.

Eko sertifikalar veya yeşil sertifikalar olarak da bilinen sürdürülebilirlik sertifikaları, belirli sürdürülebilirlik kriterlerini karşılayan işletmelere, ürünlere veya hizmetlere verilen resmi onaylardır.

Karbon emisyonu, insan faaliyetlerinden kaynaklanan sera gazı salınımlarıyla iklim değişikliğini hızlandırırken, yenilenebilir enerji, sürdürülebilir ulaşım ve teknolojik inovasyonlarla azaltılabilir.

Otel endüstrisi, enerji tüketimi, su kullanımı, atık yönetimi ve ulaşım kaynaklı karbon emisyonlarıyla çevre üzerinde büyük bir etkiye sahip olup, sürdürülebilir uygulamalarla bu etkileri azaltabilir.

2023 Panama Krizi, iklim değişikliği ve endüstrileşmenin küresel ticaret üzerindeki etkilerini göstererek, karbon ayak izini azaltmanın önemini ortaya koydu.

Yeşil inovasyon, karbon emisyonlarını azaltarak sürdürülebilir ve düşük karbonlu bir geleceğe geçişi hızlandıran yenilikçi çözümler sunar.

Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM), AB’nin karbon kaçağını önlemek ve hem iç hem dış üretimde karbon salınımını azaltmak amacıyla uyguladığı, ürünlerin karbon içeriğine göre ithalatı maliyetlendiren ve sertifikalandırılan bir mekanizmadır.

ISO 14064 standartları, şirketlerin sera gazı emisyonlarını ölçmeleri, raporlamaları ve doğrulamaları için küresel çapta güvenilir bir çerçeve sunarak, sürdürülebilir iş uygulamalarında liderlik sağlamalarını mümkün kılar.

Antarktika’daki imparator penguenleri, küresel ısınmanın ve eriyen deniz buzlarının tehdidi altında; bu trajik durum, bireylerin ve kurumların sürdürülebilir adımlar atmasını gerektiriyor.

Net sıfır, atmosfere salınan sera gazlarını alınan miktarla dengeleyerek iklim krizini sınırlandırmayı hedefleyen küresel bir yol haritasıdır.

Avrupa Yeşil Mutabakatı, 2050’de iklim nötr Avrupa hedefiyle ekonomik, çevresel ve ticari dönüşümü şekillendirirken Türkiye ve şirketler için hem fırsatlar hem de uyum zorunlulukları doğuruyor.

Avrupa Yeşil Mutabakatı, 2050’de iklim nötr Avrupa hedefiyle ekonomik, çevresel ve ticari dönüşümü şekillendirirken Türkiye ve şirketler için hem fırsatlar hem de uyum zorunlulukları doğuruyor.

Her yıl 25 Eylül’de kutlanan Global İklim Eylemi Günü, iklim krizine karşı toplumsal farkındalık yaratmayı ve bireylerden şirketlere kadar herkesin somut adımlar atmasını teşvik ediyor.

Avrupa Birliği, 2026’dan itibaren şirketlerin “karbon nötr” iddialarını yasaklayarak yeşil yıkamanın önüne geçmeyi, şeffaf ve gerçek sürdürülebilirlik kriterleri getirmeyi amaçlıyor.

AB’nin yürürlüğe aldığı SKDM, ihracat yapan ülkeler için karbon emisyonlarının raporlanmasını ve mali yükümlülükler getirmesini zorunlu kılarak Türk şirketleri için stratejik bir uyum süreci başlatıyor.

Karbon ayak izi, bireysel tercihlerden şehir yaşamına kadar hayatımızın her alanını etkileyen bir ölçüttür; küçük değişikliklerle çevreye büyük katkılar sağlamak mümkündür.

Sürdürülebilir şehirler, çevresel, ekonomik ve sosyal boyutlarıyla gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmanın anahtarıdır.

Tarım, iklim değişikliğine hem neden olan hem de ondan etkilenen bir sektör olup, GHG Protokolü bu emisyonların doğru ölçülmesi ve azaltılması için kritik bir yol haritası sunar.

SKDM, ithal ürünlerin karbon ayak izine göre vergilendirilmesini sağlayarak işletmeleri sürdürülebilir üretime yönlendirirken çevre dostu dönüşümü hızlandırıyor.

İşletmeler, karbon ayak izlerini azaltarak çevreyi koruyabilir, operasyonel maliyetlerini düşürebilir ve sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşırken rekabet avantajı elde edebilir.