Dünyamız, tarihsel boyunca birçok dönüşüm, kriz ve evrim geçirdi. Ancak son yüzyılda karşılaştığı en büyük tehdit, insan kaynaklı iklim değişikliğidir. Yıllar boyu fosil yakıtların aşırı tüketimi, ormanların yok edilmesi ve sanayileşme, gezegenimizin iklim dengesini bozdu. Bu değişiklikler sadece buzulların erimesi veya deniz seviyelerinin yükselmesiyle sınırlı kalmadı; doğal yaşam alanlarını, ekosistemleri ve milyarlarca insanın yaşamını da doğrudan etkiliyor.
İşte tam da bu noktada, 25 Eylül Global İklim Eylemi Günü devreye giriyor. 2005 yılından bu yana dünyanın dört bir yanındaki aktivistler, hükümetler ve sivil toplum kuruluşları, bu özel günde bir araya gelerek küresel iklim krizine dikkat çekiyor. Bu hareket, dünya liderlerini, ulusal ve yerel hükümetleri, iş dünyasını ve bireyleri, daha sürdürülebilir ve yaşanabilir bir dünya için adım atmaya teşvik ediyor.
Bu yazıda, Global İklim Eylemi Günü'nün kökenlerine, tarihçesine ve bugünkü önemine dair bir yolculuğa çıkacağız. Bu yolculukta, küresel iklim eyleminin neden bu kadar kritik olduğunu ve hepimizin bu mücadelede ne gibi roller üstlenebileceğini daha yakından keşfedeceğiz.
Global İklim Eylemi Günü’nün Kökenleri
Küresel iklim değişikliği sorunu, 20. yüzyılın sonlarına doğru dünya genelinde giderek daha fazla dikkat çekmeye başladı. Bilim insanları, yıllar süren araştırmalar sonucu, insan kaynaklı faaliyetlerin, özellikle fosil yakıtların kullanımının, küresel sıcaklık artışına neden olduğunu ortaya koydu. Bu gerçekler, uluslararası topluluğu, bu konuda bir araya gelerek somut adımlar atmaya itti. İşte bu adımlardan biri olan Global Day of Climate Action, bu bağlamda doğdu.
2005'te Ne Oldu?
Kyoto Protokolü'nün Aktifleşmesi ve İlk Küresel Eylem
2005 yılı, iklim eylemi açısından dönüm noktasıdır. Bu yıl, Kyoto Protokolü'nün yürürlüğe girmesiyle başladı. Bu uluslararası anlaşma, üye ülkelerin sera gazı emisyonlarını azaltma taahhütlerini belirledi. Rusya'nın anlaşmayı onaylamasıyla, protokol yürürlüğe girdi. Bu tarihi an, dünyanın dört bir yanında UNFCCC'nin (Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi) İlk Taraflar Toplantısına denk geldi ve ilk Global Day of Climate Action, bu tarihsel olayla birlikte 3 Aralık 2005'te Montreal, Quebec, Kanada'da düzenlendi.
2007'deki Küresel Eylem - "Kyoto Şimdi!"
2007 yılında, küresel eylem rüzgarı daha da büyüdü. Bu yılın eylemi "Kyoto Şimdi!" sloganıyla, UNFCCC'nin 13. Taraflar Konferansı (COP 13) ile aynı tarihe denk geldi. Bu konferans 3-14 Aralık 2007 tarihleri arasında Bali, Endonezya'da gerçekleşti. Dünya genelinde birçok grup ve koalisyon, bu inisiyatifi desteklemek için açık gösterilere katıldı.
84 Ülkede Aynı Anda Gösteriler
2007 yılında, ilk yıla göre 50 ülke daha katılarak, toplamda 84 ülkede eş zamanlı gösteri ve yürüyüşler düzenlendi. Gelişmiş G8 ülkeleri arasında yer alan Avustralya, Kanada, Fransa, Almanya, Japonya, Rusya, İngiltere ve ABD gibi ülkelerde birden fazla gösteri planlandı. Kanada'da tek başına 36 farklı gösteri düzenlendi.
Atina'dan Toronto'ya, Dünya Genelinde Ses Getiren Etkinlikler
Atina'da bir Cumartesi gösterisi, müzik, cambazlık ve sırık üzerinde yürüyüş gösterileri ile gerçekleşti. 102 organizasyonun katıldığı bu etkinlikte Syntagma Meydanı etrafında trafik kesildi. Taiwan'da yaklaşık 1.500 kişi "Karbondioksite Hayır" pankartları ve dövizleriyle sokaklarda yürüdü. Toronto'da, ana caddenin trafiği kapatıldı ve 2.000-3.000 kişi yürüyüşe katıldı.
Berlin'den Londra'ya Öne Çıkan Protestolar
Berlin'de, Alman buz heykel sanatçısı Christian Funk, 15 ton buzdan bir kutup ayısı heykeli yaptı. Londra'da ise 10.000'den fazla destekçi, Heathrow Havalimanı'nda planlanan üçüncü pistin genişletilmesini protesto eden pankartlarla yağmurlu bir havada yürüdü.
Global Goals Week ve SDG’ler
Dünya üzerindeki pek çok soruna odaklanan Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (SDGs), ülkelerin ve toplulukların ortaklaşa hareket ederek çözüme ulaşmaları için bir yol haritası sunmaktadır. Global Goals Week, her yıl Eylül ayında gerçekleşen bu hedeflere dikkat çekmek ve ilerlemenin takip edilmesini sağlamak amacıyla düzenlenir. Bu hafta, özellikle SDGs'in ulaşılabilirlik, farkındalık ve hesap verebilirlik boyutlarını vurgulamaktadır.
Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (SDGs) Nedir?
Birleşmiş Milletler tarafından 2015 yılında kabul edilen Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri, 2030 yılına kadar ulaşılması planlanan 17 global hedeften oluşmaktadır. Bu hedefler, yoksulluğu sona erdirmek, eşitsizliği azaltmak, iklim değişikliği ile mücadele etmek ve sürdürülebilir bir dünya için adil, kapsayıcı ve dayanıklı toplumlar inşa etmek gibi geniş ve kapsamlı konuları ele almaktadır. İşte Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinden bazıları!
Hedef 13: İklim Eylemi
Hedef 13, iklim değişikliğiyle mücadeleyi ve bu değişikliğin etkilerini azaltmayı hedeflemektedir. Küresel ısınma, deniz seviyelerinin yükselmesi, aşırı hava olayları ve ekosistemlerin bozulmasını içeren karmaşık bir sorun yumağıdır. Bu hedef, tüm ülkelerin ulusal politikalar, stratejiler ve planlarını bu mücadelede güçlendirmelerini teşvik etmektedir.
Hedef 6: Temiz Su ve Sanitasyon
Temiz suya erişim, tüm insanlar için temel bir haktır. Ancak günümüzde milyonlarca insan güvenli içme suyuna erişememekte veya temel sanitasyon hizmetlerinden faydalanamamaktadır. Hedef 6, tüm insanların 2030 yılına kadar temiz suya ve sanitasyona erişimini garanti altına almayı amaçlamaktadır. Bu, sadece sağlık ve refah için değil, aynı zamanda sürdürülebilirlik, yaşam kalitesi ve ekonomik gelişme için de kritik bir öneme sahiptir.
Hedef 7: Uygun Fiyatlı ve Temiz Enerji
Enerji, modern toplumun işleyişi için vazgeçilmez bir unsurdur. Ancak enerji üretimi ve tüketimi, çevresel etkileri ve sosyal maliyetleri olan bir süreçtir. Hedef 7, herkes için uygun fiyatlı, güvenilir, sürdürülebilir ve modern enerjiye erişimi teşvik etmeyi hedeflemektedir. Bu, yenilenebilir enerji kaynaklarının teşvik edilmesi, enerji verimliliğinin artırılması ve enerjiye erişimin yaygınlaştırılması yoluyla gerçekleştirilmelidir.
Küresel Eylemin Bugünü ve Yarını
İklim değişikliği, artan bir hızla hem gezegenimizin ekosistemlerini hem de insan topluluklarını tehdit ediyor. Geçmişte gerçekleşen küresel eylemler, bu meseleye olan küresel bilincin yüksekliğini gösterirken, gelecekte atılması gereken adımları belirlememiz için de bir temel oluşturuyor.
Şimdiye Kadar Öğrendiklerimiz
Yıllar içinde gerçekleşen çeşitli Global İklim Eylemi Günü etkinlikleri, iklim değişikliği konusunda global bir farkındalığın ve kararlılığın ne kadar kuvvetli olduğunu gösteriyor. Berlin'den Toronto'ya, Atina'dan Bangkok'a kadar dünyanın dört bir yanında milyonlarca insan sokaklara dökülerek seslerini duyurdu. Bu etkinlikler, insanların iklim krizini ciddiye aldığını ve eyleme geçmeye hazır olduğunu gösteriyor. Ancak aynı zamanda, sadece farkındalık yaratmanın ötesinde somut adımların atılmasının da ne kadar kritik olduğunu anlamamıza yardımcı oluyor.
İklim Değişikliğiyle Mücadelede Geleceğin Rolü
Gelecekte, iklim değişikliğiyle mücadelede bilim ve teknoloji giderek daha önemli bir rol oynayacak. Yenilenebilir enerji kaynaklarının yaygınlaştırılması, karbon emisyonlarını azaltma teknolojilerinin geliştirilmesi ve sürdürülebilir tarım uygulamalarının benimsenmesi gibi stratejiler, iklim krizinin etkilerini hafifletmeye yardımcı olacaktır. Ancak bu teknolojik ilerlemelerin yanı sıra, politika yapıcıların, iş dünyasının ve bireylerin de iklim değişikliğiyle mücadelede aktif bir rol alması gerekmektedir.
Global İklim Eylemi Günü'nün Önemi ve Gelecekteki Yeri
Global İklim Eylemi Günü, dünyanın dört bir yanındaki toplulukların bir araya gelerek iklim değişikliğine dikkat çekmeleri için bir fırsattır. Bu gün, hem şu ana kadar kat edilen mesafeyi değerlendirmek hem de gelecekte atılacak adımları planlamak için bir fırsattır. Gelecekte, bu tür küresel eylemlerin sadece farkındalığı artırmakla kalmayıp, somut değişiklikleri teşvik etme potansiyeline sahip olduğuna inanılıyor. Özellikle genç nesillerin bu harekette daha aktif bir rol almasının, sürdürülebilir bir geleceğe giden yolda kritik bir öneme sahip olacağı düşünülmektedir.
Sonuç
İklim krizi, her geçen gün dünyamızın karşı karşıya kaldığı en büyük tehditlerden biri olarak kendini daha fazla hissettiriyor. Global İklim Eylemi Günü, bu tehdidin bilincinde olan milyonlarca insanın seslerini birleştirerek, değişim için bir çağrıda bulunduğu bir platform sunuyor.
Global Day of Climate Action'ın Dünyamıza Etkisi
Her yıl düzenlenen Global İklim Eylemi Günü, insanların bu konudaki kararlılığını ve bu krizin ciddiyetini göstermek için bir fırsattır. Bu etkinlikler, küresel olarak bir değişim yaratma potansiyeline sahip olduğu kadar, bireylerin, toplulukların ve ülkelerin de iklim konusunda daha bilinçli hale gelmelerine yardımcı olmaktadır.
Bireyler, Şirketler, Topluluklar ve Ülkeler Olarak Ne Yapabiliriz?
Bireyler olarak günlük alışkanlıklarımızı gözden geçirerek, enerji tasarrufu sağlamak, yenilenebilir enerji kaynaklarını desteklemek ve sürdürülebilir ürünler tercih etmek gibi basit adımlarla iklim krizine karşı katkıda bulunabiliriz.
Şirketler, sürdürülebilirlik uygulamalarını benimseyerek, karbon ayak izini azaltma ve yeşil teknolojilere yatırım yapma yoluyla önemli bir rol oynayabilirler.
Topluluklar ve ülkeler, yeşil enerji projelerini destekleyerek ve sürdürülebilirlik konusunda eğitim programları düzenleyerek iklim krizine karşı mücadelede aktif bir rol alabilirler.
Şirketlerin İklim Kriziyle Mücadelesinde Carbon Gate'in Rolü
İklim kriziyle mücadelede şirketlerin önemli bir rolü vardır. Carbon Gate, şirketlere sürdürülebilirlik yolculuklarında rehberlik ederek, karbon ayak izlerini azaltma konusunda destek sunmaktadır. Carbon Gate'in sunduğu sektöre özel uçtan uca hizmetler arasında; karbon ayak izi hesaplaması ve sürdürülebilirlik raporlaması yer almaktadır. Bu hizmetler, şirketlerin sadece çevresel sorumluluklarını yerine getirmekle kalmayıp, aynı zamanda ticari başarılarına da katkıda bulunabilir.
Hemen bizimle iletişime geçin ve Carbon Gate ile şirketinizin sürdürülebilir bir geleceğe nasıl adım atabileceğini keşfedin.